Kayıtlar

Ekim 2, 2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Yola mı çıksam, yoldan mı çıksam?

                          Sokaklarda ağustos böceği olmak isteğimi bağıra bağıra gezdim bazen. Sırtımda çantamla eski binalara nasıl da bu kadar eski kalabilmişler hayretiyle gezdim. Her molada bir sigarayla dinlenip, gökten yağmur dileyerek gezdim. Yorulunca eve kapanıp ağladım. Yorulmak bi bana eziyetti, ben hiç kimseydim. Oysa herkes yorulur. Ben de yorulurum çünkü ben de biriyim, herkesten biri.                           Kim olduğumu düşünerek geçiyor ömrüm. İçimde hep  çok kişi var. Ne zaman kirpiklerim düz diye ağlasam, gidenler daha önemli onlara ağla diyen biriyle, bi tencere kısır olsa da yesek diyen bir başkası. Kalbim çok mu kırık, hiç mi kırık? Kalp kırıklıklarımı halının altına süpürecek kadar güçlü müyüm, kolumu kaldıramayacak kadar dermansız mı? Yolum mu var yordamım mı? Yol yordam bilir miyim, yol olup gider miyim? Ben kimim? Küçük terapiler uyduruyorum kendi kendime. Çünkü korkunç ama ben tedaviyi tamamen bıraktım. Kendimi henüz ben tanıyamamışken hiç tanımadığı